Atilla Yıldıztekin
Ülkemizde lojistik sektörünün geleceği ve lojistik köyler
Eski adıyla Mersin Lojistik Köyü, resmi adıyla Mersin İhtisas Lojistik Organize Sanayi Bölgesi, yeni tanımıyla Mersin Lojistik Merkezi projesi hızla ilerliyor. Ön talepler alınmakta, kayıt yapılmaktadır. Projenin 1. Etabının kapasitesinin çok üzerinde taleple karşılaşıyoruz. Bundan 2 yıl önce Mersin’de başlayan hayal artık Türkiye’nin ilk Lojistik Köyü olarak elle tutulur, üzerine basılır bir hale gelmiştir. Doğu Akdeniz’in ticaret merkezi, Türkiye’nin lojistik üssü olmaya hazırlanan Mersin’de gerçekleşen; doğru projeye, doğru zamanda, doğru kişilerle başlamanın sonucudur. Planlandığı gibi ilerlemekte ve 24 ay sonra ülkemizin ilk lojistik köyünde, yüz binlerce metrekarelik çağdaş depolarda, yerel, ulusal ve küresel lojistik şirketleri çalışmaya başlayacaklardır. Depoların yanına kadar yanaşan vagonlardan indirilen yükler konteynerlere doldurulacak ve katarlarla limana kadar taşınacak, bekletilmeden gemilere yüklenecektir. Gelen ürünlerde çağdaş, yüksek tavanlı, rampalı depolardan konsolide edilerek, araçlara yüklenerek Suriye’ye, Irak’a, İran’a, komşu bölgelere, komşu illere vagonlarla, konteynerlerle, TIR’larla sevk edilecektir. Mersin limanı bir depolama alanı olmaktan çıkartılacak, işlemler hızlandırılacak, Doğu Akdeniz’de bir hub, bir aktarma merkezi haline gelecek, daha fazla gemi elleçlenecek ve bölgeye giren ve çıkan yük miktarı katlanacaktır. Türkiye sadece Mersin’de inşa edilmekte olan lojistik merkez ile kalkınamaz. Avrupa’da olduğu gibi en az 250-300 km mesafelerdeki yeni merkezlerin devreye girmesi zorunluluğu vardır. Demiryolu bağlantısı olan, limanların hinterlandına taşıma bağlantıları kurulmuş, Mersin lojistik merkezini destekleyen, ondan destek alacak yeni merkezler yapılmalıdır. Ülkemizin artık demir ağlarla örülmesi yeterli değildir. Bu demir ağlar üzerinde yük taşınması, bu yüklerin kara yoluna aktarılacağı, depolanacağı, elleçleneceği depoların, aktarma merkezlerinin inşa edilmesi gerekmektedir. Ülke bir bal peteği gibi örülmeli ve peteğin her gözeneği birbirine kara ve demiryollarıyla bağlanmalıdır. Tekirdağ, Gaziantep, Diyarbakır, Kayseri, Ankara, Eskişehir, İzmir, Bursa, Samsun, Konya, Sivas, Erzurum bu peteğin gözeneği olmaya aday illerimizdir. Bu illerin çoğunda sanayinin destekleneceği yeni organize sanayi bölgeleri projeleri yapılmış, yapılmakta ve bu alanlar boş durmaktadır. İhtisas Lojistik Organize Sanayi Bölgeleri de aynı yapıda olan tesisler olacaktır. Üstelik bu bölgelerde yeni sanayiden daha çok mevcut sanayiciye destek verecek lojistik merkezlere ihtiyaç vardır. Emek yoğun bir iş olan, istihdamı; fazla bir yatırım ihtiyacı olmadan yaratan bir sektördür lojistik. Peteği ilk gözenekten, Mersinden oluşturmak gerek. Bunun için büyük ulusal planlara gereksinmemiz yoktur. Mersin ile birlikte çalışacak Konya, Gaziantep, Kayseri illerimiz öncelikle devreye girmelidir. Bu illerin Ticaret ve Sanayi Odaları Mersin’de olduğu gibi ilk hareketi başlatmalı ve bu ortak yaşam yarışında yerlerini almalıdır. Lojistiğin artık sokaktan kurtulup, taşıma koridorlarına alınması, sokakların da lojistiğin olumsuz etkilerinden kurtarılması zamandır. Yapılacak iş basittir. Örneği vardır. Başarılı olmaktadır. Sadece Mersin’de bu projenin yaratıcılarına, sorumlularına açılacak bir telefon, bir soru kadar kolaydır. Sorulacak soru da basittir. Tek kelimedir. “Nasıl?”. Cevabını yine çok basit bir çözüm yolu olarak alabileceklerine eminim. Tekerlek keşfedilmiştir artık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.